Seyahat yazarımız Doktor Berna Bozca ve dostları Brezilya turuna bu sayımızda Samba şehri Rio de Jenerio anılarını bizimle paylaşacak.
İşte Bozca’nın anlatımıyla Rio.
Sao Paulo’da 2 gün geçirdikten sonra Brezilya’nın yerel bir havayolu şirketi ile 1 saatlik bir uçuşla Rio de Janerio’ya geçiyoruz. Bu uçuş bize THY’nin kalitesini hatırlatıyor. Dondurucu soğuk klima altındaki uçuş süresince 4 hostes kız alt tarafı bir kahve servisini tüm yolculara vermeyi başaramıyorlar. Gülsek mi, soğuk klima altında alamadığımız sıcak kahveye üzülsek mi bilemiyoruz..
Havaalanında bizi bekleyen transfer aracımıza binip şehir turuna çıkmak üzere merkeze doğru giderken geçtiğimiz favelalar (gecekondular) ufak bir şok yaşamamıza neden oluyor. Rio ve samba festivalleri ile aklımızda yer etmiş şehirdeki fakirlik, çarpık kentleşme şok etkisi yaratıyor. Şehir merkezine doğru seyahatimiz devam ederken rehberimiz festivallerden gelen paranın halkın cebine ulaşmadığını anlatıyor. Dünyada nam salmış Rio festivaline sahip, her yıl on binlerce turistin aktığı bu şehirdeki fakirlik şaşırtıyor hepimizi.. Tabi rehberimizden bir uyarı daha alıyoruz; bu favelalara gitmek kesinlikle yasak..
Copacabana plajı mükemmel
Rio’da ilk gezi durağımız festival alanı. Tabi her yıl şubat ayında olan festivali kaçırdık ama, sambacı kızların kıyafetlerini kiralayıp giyinerek kendi festivalimizi yaratıyoruz. Samba dansını öğrenip icra etmeye çalışıyoruz. O ağır kıyafetler altında değil dans etmek ayakta bile durmak zor.. Sambacı kızlarımızı bir kez daha takdir ediyoruz..
İkinci durağımız Sugar Loaf (şeker tepesi). İki teleferik aktarma ile çıkılan tepede İpenema ve Copacabana plajlarıyla meşhur Rio’nun güzel yanını görüp favelaların etkisinden sıyrılıyoruz, hatta aşağıdan gördüğümüz şehir ile yukarıdan gördüğümüz şehrin aynı olduğuna inanamıyoruz.. Burada tepeye gelenlerin adını yazdığı duvara isimlerimizi yazıyoruz. İlk gün gezimizi copacabana plajında yer alan otelimize geçerek sonlandırıyoruz.
Öğleden sonramızı bu meşhur plajda geçiriyoruz. Ancak yüksek dalgalar ve kuvvetli akıntılar nedeniyle yüzemiyoruz.. Zaten Rio’lular da yüzmüyor, plajda vakit geçiriyorlar. Akşam Copacabana plajındaki pazara gidiyoruz. Gece 00:30’a dek açık pazarda alışveriş yapıp otelimize dönerken rehberimizin güvenlik uyarısını hatırlıyoruz. Gündüz ne kadar eğlenceli bir plaj ise gece o kadar ürkütücü bir havaya bürünüyor. Fahişeler, hırsızlar. Adım başılar. Hatta gruptan bir arkadaşımıza zorla beraber samba dansı yapma bahanesiyle saldırıp cebinden cüzdanını almaya çalışırken son anda kurtuluyoruz. Çabucak otelimize dönüp ertesi akşam yürüyüş yapmama kararı alıyoruz.
Ünlü isa heykeli
İkinci gün yaklaşık 1 saat süren eğlenceli bir tren yolculuğu ile amazon ormanları içinden geçerek Corcovado Dağına tırmanıyoruz. Şehre deniz yoluyla gelenleri kutsayarak karşılaması için yapılan 30 m. Yükseklikteki kolları açık İsa heykeline ulaşıyoruz. Buradan yine şaşırtıcı güzellikteki şehir manzarasını tropik meyve sularımızı içerek seyrediyoruz. Akşam Samba Tiyatro’ya giderek harika bir gösteri izliyor, karnaval havasını yaşıyoruz. Ertesi gün Rio’nun en lüks avm’si olan Praia De Copacabana alışveriş merkezine giderek uçuşumuz öncesi kahvelerimizi ve meşhur havaianas terliklerimizi alıyoruz. Favelalarla çevrili kentteki bu lüks avm’ye şaşırmamakta zorlanıyoruz doğal olarak.
Dr Berna Bozca