Eskiden sanata sanatçıya bir saygı vardı.
Bu ülkeden efsane isimler, oyuncular çıktı.
İşine olan saygı ve sevgi her şeyden önce gelirdi.
Sanata, sanatçıya, meslektaşına, seyirciye önem verilirdi.
Bir sanatçının sözü senet gibiydi.
Ama sonra televizyon kültürü ile yeni bir nesil yetişmeye başladı.
Birkaç programla ünlü oluveren sanatçı müsvetteleri türedi.
Onlardan biri daha önce gündeme gelen Kayra Şenocak’tı.
Sezon ortasında oynadığı, yönettiği ve yazdığı oyundan ayrıldı.
Üstelik oyunun turne ve iş bağlantıları varken.
Neden ayrıldın?
Hiçbir sebep yok şımarıklık ve meslek ahlaksızlığı.
Şimdide başka bir oyunda oynayan Gürhan Altundaşar adındaki zibidi hiçbir sebep yokken oyun kadrosundan ayrılmış.
Yine turne, oyun bağlantıları, afişler, tanıtım videoları satılan bilet var.
Adamın umurunda değil.
Neden ayrılıyorsun başka bir iş geldi.
Peki bu iş? Cevap yok.
Dedik ya iş ahlakı, meslek onuru, sanata ve sanatçı saygısızlık.
Seyirciyi hiçe sayan bir anlayış.
Televizyonda dizide gördüğümüzde adam sandığımız bu tiplerin arka planları maalesef kokuşmuşluklarla dolu.
Sonradan görme sanatçı kılıklı bu zibidiler üç kuruş fazla ver oyunu da arkadaşlarını da, organizasyon yapanları da yarı yolda bırakıp gider.
Son bir ayda iki kötü örnek yaşadık.
Biri Kayra Şenocak denilen sanatçı müsvettesi.
Diğeri Gürhan Altundaşar denilen sanatçı müsvettesi.
Size sanatçı demek içimden gelmiyor.
Sizden olsa olsa zibidi olur.