Anne olmak, dünyadaki en kutsal ve zorlu işlerden biridir. Bu unvanı taşıyanların karşılaştığı en büyük zorluklardan biri, çocukların eğitim dönemleridir. Özellikle ülkemizde sınavlara verilen önem, öğrencileri olduğu kadar ailelerini de etkiliyor. Sınavlar yalnızca birer değerlendirme aracı olmanın ötesinde, maddi ve manevi olarak tüm aileyi etkileyen bir sürece dönüşüyor.
Bu noktada ailelerin sorumluluğu büyüktür. Kaygıyı azaltmak adına öncelikle kendi iç huzurlarını sağlamalılar ki çocuklarına olumlu bir destek sunabilsinler. Çocuklarının eğitim hayatında başarılı olmalarını isteyen biz anneler çocuklarımız için büyük bir özveri ile yol almaya devam ediyoruz.
Kendi deneyimimden de yola çıkarak söyleyebilirim ki; benzer durumlarda kendimi sıkça buluyorum: Dört yıl arayla iki çocuğum var ve her ikisi de farklı sınav dönemlerinden geçiyor! Oğlum şu an LGS’ye hazırlanıyor , kızım ise YKS’ye hazırlanıyor. Bu durum evdeki koşturmayı katbekat artırıyor! Her iki sınav da bizim için bol koşuşturma demek oluyor.
Sınava hazırlık süreci aslında bir takım oyunu gibidir; herkesin önemli bir rolü vardır. Öğrencinin yalnızca ders çalışması yeterli değildir; aynı zamanda moral desteği de gereklidir. Anne baba olarak bizlerin görevi ise onlara destek olmak ve motivasyon sağlamaktır. Çocuklarımızın derslerine odaklanmasını sağlarken aynı zamanda öğünlerine dikkat etmemiz, uyku düzenlerini takip etmemiz gerekiyor.
Ancak yoğun iş yaşamımız da dikkate alındığında işler daha karmaşık hâle geliyor. Hem iş hayatındaki görevlerimizi yerine getirmek hem de evdeki sorumluluklarımızı eksiksiz takip etmek bazen zorlayıcı olabiliyor.
Sonuç olarak söylemek istediğim şudur: Sınava hazırlanan çocukların yanında olmak sadece fiziksel varlık göstermek değil; onlara güven vermek, desteklemek ve anlamaktır asıl olan! Her ne kadar zorlayıcı olsa da bu süreçte birbirimize kenetlenip birlikte aşabileceğimiz güzel zamanlar oluşturmalıyız çünkü “sınav annesi” olmak demek sadece stresi paylaşmak değil; birlikte güçlenmektir!