Bazı insanlar vardır temsil ettikleri kuruma, makama, atayanlara değer katar.
İşini o kadar güzel yapar ki taraflı tarafsız herkesin takdirini kazanır.
Kendisini atayanların yüzünü ağartır.
Çok sevdiğim bir söz var, “Bir kurum müdürü kadar kurumdur”
Ne kadar doğru bir söz.
Bazı insanlar vardır temsil ettikleri kuruma, makama, atayanlara yüktür.
Koltuğa öyle bir yapışır ki hiç yerinden kalkmaz.
Çünkü kalkarsa o koltuğu kaybedeceğini düşünür.
Çünkü kapasitesi o kadar.
Ne temsil ettiği kuruma bir katkısı olur, ne görev yaptığı şehre, ne de kendisini atayanlara bir katkısı olmaz.
Neyse bu konuya nereden geldik?
Afyon’da Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Bölge Müdürü var.
Adı Uğur Ülger.
Ben bir gazeteci olarak henüz kendisiyle hiç karşılaşmadım, tanışmadım.
Çünkü Müdür Bey sırça köşkünden pek çıkmıyor.
Daha önceki o makamda oturan bir çok kişi bu şehirde kim gazete patronu, kim yazar, kim muhabir ve hatta kim sayfa sekteri hepsini ismen bilirdi.
Çünkü koltukta oturmak yerine basının sorunları ile yakından ilgilenirdi.
Geçen hafta Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Bölge Müdürü Uğur Ülger’i ziyaret edip bir davetiye vermeye gittim.
Yanımda da üniversiteden Dekan Yardımcısı bir dostumuz var.
Müdürlük Özel İdare kampüsü içinde.
Girişte bir güvenlik binası var.
Orada bulunan güvenlik görevlisine nereye gideceğinizi, kiminle görüşeceğinizi söylüyorsunuz.
Daha sonra bir koridordan geçip Müdürlüğe varıyorsunuz.
Merdivenleri çıkıp kapı açıldığında sizi 2. Güvenlik karşılıyor.
Dedik ki, “Müdür Beye bir davetiye getirdik”
Güvenlik müdür bey meşgul ben alayım dedi.
Güzel kardeşim, “En azından özel kalemine teslim edelim” dedik.
2. güvenlik görevlisi gitti içerden başka birini çağırdı.
Gelen kişi 3. Güvenlik görevlisi.
“Davetiyenizi ben alayım” dedi.
İşi sadece basınla olan bir müdüre ulaşamadık.
Özel güvenliğini aşamadığımız Uğur Ülger’i tebrik ediyorum.
Kendisine o kadar güvenli bir kurum yaratmış.
Sanırım kendisini Fahrettin Altun sanıyor.
Kaldı ki ona ulaşmak bizim müdüre ulaşmaktan daha kolaydır.
Şimdi böyle bir adamı gördükten sonra insan ister istemez bu böyle ulaşılmaz bir adamsa bunu atayanlar nasıl acaba?
Halkla, insanlarla hiçbir riskli durumu olmayan bir müdürün 3 güvenlik görevlisi var.
Oysa bir çok okulda binlerce öğrenci ve öğretmenin olduğu kurumlarda bir tek güvenlik yok.
Var olanlarda velilerin ödedikleri aidatlarla tutuluyor.
Oysa bazı kendini bilmezler okulu basıp öğretmeni, müdürü, öğrencileri darp ediyor.
Onlara güvenlik yok, bir müdüre 3 güvenlik ne güzel değil mi?