Güne güzel bir sözle başlayalım.
Basit ama anlayana güzel ve ders niteliğinde bir söz.
Makamlar berber koltuğuna benzer, tıraşı biten kalkar.
Bu söz herkes için geçerli, siyasetçiler, kurum müdürleri, milletvekilleri hepimiz için geçerli.
Onun için gücünüzü makamlardan değil bilgi, tecrübe, liyakat, yüreğinizden alın.
Sizden önce yaşamış nice kıymetli kişiler o koltuklarda oturdu.
Zamanı gelince çekildiler.
Yerine başkaları geldi.
Makamlar ve koltuklar her zaman var oldu.
Oysa makam ve koltuklar hiç kimseye kalmadı.
Bir süredir yazdığım İYİ Parti ve Mahmut Koçak krizi bir türlü giderilemiyor.
Gördüğüm kadarıyla kriz her geçen gün derinleşerek artıyor.
İYİ Parti içinde akil birileri ortaya çıkıp sorunu gidermezse?
Bu kriz bir yol ayrımına doğru gidiyor.
İYİ Parti içinde bu krizi bitirecek birçok akil adam var.
Ama onlarda bu krizi bitirmek yerine ellerini ovuşturarak izleyip hatta perde arkasından ateşe benzin döküyorlar.
Çünkü Mahmut Koçak hepsi için büyük bir tehdit ve rakip.
Kim olurlarsa olsunlar, güçleri, keseleri, ünvanları ne olursa olsun sokağa çıktıklarında hepsinin toplamı bir Mahmut Koçak etmediğini hepsi biliyor.
Onun için İYİ Parti ile Koçak krizini bırakın bitirmeyi körüklüyorlar.
Bu çok yanlış ve özellikle seçim döneminde bunların yaşanması hiç hoş değil.
Herkes EGO’sunu bir kenara bırakıp bir kaşık suda fırtına kopmasını izlememeli.
Yoksa o fırtına herkese zarar verir.
İYİ Parti İl Başkanı Muhammet Mısırlıoğlu tecrübeli bir siyasetçi.
Teşkilatçılık nedir iyi bilir.
Ekip çalışmasını ve birlikte hareket etmesini bilir.
Mahmut Koçak konusunda elinden geleni yapmaya çalışıyor.
Ama yetmediğini görüyorum.
Onun dışında fazla bir çaba gösteren yok gibi.
Hadi Afyonkarahisar’ı anladık.
Ya Ankara?
İYİ Parti Genel Merkezi Afyonkarahisar’da yaşanan Mahmut Koçak krizini görmüyor mu?
Görmediğini, duymadığını ve bilmediğini sanmıyorum.
Elbette onlarda bizim kadar biliyordur.
Eğer bilmiyorsa o zaten anlaşılır bir durum değil.
Ve çok büyük bir hata olur.
O zaman bilip de bir şey yapmıyorsa işte o tam bir skandal olur.
Maalesef partilerin genel merkezlerinde birçok genel başkan yardımcısı var.
Her genel başkan yardımcısının illerde kendi destekledikleri adamlar var.
Aynı parti ve aynı bayrak altında farklı gurupları destekleyerek kendi adamlarını yaratıyorlar.
İşte o adamlar, kendi ekiplerinin yolunu açmak için bazen akıl dışı olayları görmezden gelip bazı şeylere kulak tıkıyorlar.
Bu mesele de biraz öyle gibi.
Burada İYİ Parti iyi bir sınav vermiyor.
Hem yerelde hem de genelde.
Gelelim Mahmut Koçak tarafına.
Tamam bir giderin var.
Yakışıklı adamsın, karizman yerinde, ağzın laf yapıyor.
Sokakta, ilçede, beldede, köyde her yerde birilerinin hayatına dokunmuşsun.
Gerçekten binlerce insana özellikle sağlık konusunda çözüm bulmuşsun.
Hepsine eyvallah.
Siyaseti biliyorsun.
Belediye başkanlığına, milletvekilliğine, hatta sağlık bakanlığına kadar hazırlıklısın.
O bilgin ve tecrüben var.
Eminim iyi de yaparsın.
Bundan eminiz.
Hepsine eyvallah.
Bağımsız aday oldun harika bir oy aldın.
AK Parti’den milletvekili oldun.
Beklide bugün bambaşka bir yerlerde olacaktın.
Ama her doğru her yerde söylenmiyor.
Yok ben söylerim dersen de, ‘Erken öten horoz’ gibi susturulursun.
Azcık daha gıpraşırsan kapı önüne koyarlar.
Öylede oldu zaten.
Evet, sen Afyonkarahisar’da kendini Messi, Ronaldo gibi görebilirsin.
Kesinlikle kabul öylesin.
Ama unutma sahaya Messi veya Ronaldo tek başına çıkmıyor.
Takım 11 kişi.
O takımın bir hocası var.
Sahaya çıkacak kadroyu hoca belirliyor.
Messi ve Ronaldo sahaya 11 kişiye karşı tek başına çıkmıyor.
Hatırla, son dünya kupasını EGO’su tavan yapan Ronaldo yedek kulübesindeydi takımı ülkesi favori olduğu dünya kupasını kaybetti.
Oysa daha önce ülkesinde milli takım için mücadele etmiyor diye eleştirilen Messi takımı, hocasını, ülkesini, basını biz bu kupayı alırız diye inandırdı.
Evet, ülkesinden çok kendi kariyerinde bir tek kazanmadığı kupa Dünya Kupasıydı.
O kupayı alacağız dedi.
Önce kendi inandı, sonra takımı inandırdı sonra ülkesini inandırdı.
Bir inancın zaferi kupayı kazandırdı.
Hiç kimse tek başına bir başarı kazanamaz.
Başarı bir ekiple, takımla, teşkilatla, partiyle olur.
O nedenle bana göre İYİ Parti senin için son durak.
AK Parti’de sana tüm kapılar kapalı.
Orayla ilgili bir hayalin varsa sen bilirsin.
Ama biraz sakin bir kafayla düşünüp doğru karar vermelisin.
Birisi bana Milletvekili mi?, Belediye Başkanı mı? Olmak istersin deseler hiç düşünmeden belediye başkanlığını seçerim.
Kaldı ki sen zaten milletvekilliği yapmış bir isimsin.
Oysa Afyonkarahisar Belediye Başkanı olacak bir Mahmut Koçak, şehre çok şeyler kazandırır.
Afyonkarahisar’ın Yılmaz Büyükerşen’i olursun.
Bir şehrin kaderini değiştirebilirsin.
Aksi takdirde bu inatlaşma, EGO ve kriz elbette İYİ Parti’ye bir miktar zarar verir.
Ama unutma en çok zararı sen görürüsün.
AK Parti.
ANAP.
İYİ Parti.
Bir dönem milletvekilliği yaptın 3 parti değiştirdin.
Başka bir partiye gidecek olursan inandırıcılığın kalmaz.
Siyaset hayatın biter.
Daha önce yaptığım “Bal Yapmayan Arı” gibi olursun sözünü bir kez daha hatırlatayım.
Sana da yazık olur Afyonkarahisar’a da.
Birkaç gün kapat telefonunu, şehirde sana gaz verenleri bırak, git bir yerlere 2-3 gün sakin bir kafayla düşün.
Sonra kararını ver.
Bu krizin gidişatı seninle İYİ Parti’yi yol ayrımına doğru götürüyor.
