Neşe Alptekin ve Kuzey Geliş evleniyorlar… Ne diyelim, bir yastıkta kocasınlar…
İlk fotoğrafını gördüm Kuzey’in , uzun uzun baktım . Beni ona yakınlaştıran , içimi ısıtan bir şeyler vardı , birkaç gün tatlı sohbetten sonra buluşmaya karar verdik .
Onu ilk İstiklal Caddesinde gördüm , ben biraz geç kalınca onu ektiğimi düşünerek gerilmiş suratı , beni görünce rahatladı . Siyah deri bir ceket vardı üzerinde , koluna girdim hemen “ee nereye gidiyoruz ” dedim , Sonradan bu samimiyetimin onu rahatlattığını itiraf etmişti .
Uzun süredir tanıyor gibiydik birbirimizi, aynı şeylerden zevk aldığımızı, en çok da seyahat etmeyi sevdiğimizi fark ettik, laf lafı açtı saatler geçti, uzun uzun konuştuk.
Daha o gün anlamıştım bu adamın hayatımda kalıcı izler bırakacağını . O gece ayrılırken yanağıma bir buse kondurdu ve ben galiba Kuzey’e o an aşık oldum .
İlişkimizi dolu dolu yaşadık , birlikte bolca seyahat ettik, yeni yerler keşfettik , çokça anı , binlerce fotoğraf biriktirdik .
Öyle bir çıktı geldi ki daha önce yaşadığım sıkıntılı zamanların bir lütfu,
Ettiğim bütün duaların karşılığı ,
Sabrettiğim günlerin ödülü gibi .
Sanki daha önce hiç sevmemiş hiç aşık olmamış gibi ,
Hiç kimsenin arkasından gözyaşı dökmemiş,
Kalbim hiç kırılmamış gibi ,
Ondan öncesi hiç yaşanmamış gibi …
O benim şükürlerimin sebebi. Onunla tamamlandım, onunla nefes almaya başladım sanki .
Birbirine bu kadar uyan iki insanın doğru zamanda karşılaşması ve karşılıklı aynı duyguları beslemesi bence herkese nasip olan bir durum değil, biz bunu en başından beri birbirimize hep dürüst olarak, öncelikle iyi iki arkadaş gibi konuşarak takdir ettik .
Çok şükür bugün evlendik, artık bir aile olduk, Allah onu benim eşim olmasını nasip etti, birlikte uyumak birlikte uyanmak dünyanın en güzel duygularından olsa gerek.
Ve bizim hikâyemiz daha yeni başlıyor …
Kız annesi olmak nasıl bir duygu Ayşe Alptekin?
Neşe’m evlenmeye karar verdiğinde, insanlar bana nasıl hüzünlenip gözyaşı dökeceğimi anlattıklarında, onlara şu yanıtı verdim: “ Ben tüm gözyaşımı üniversiteye gönderdiğimde döktüm. Şimdi onun mutluluğunu paylaşacağım asla ağlamam.”
Ta ki Edirne ‘de gelinlikle görene kadar…
Tarifsiz bir hüzne düştüm, anlatması da yazması da güç.
Kendime kızıyordum bir taraftan gözyaşımı tutamadığım için. Gözlük takarak akan gözyaşlarımı göstermemeye çalıştım.
Sanırım onun hayatında misafirim bundan sonra… Bu olmalı diyorum kendime, kızım yuvasını kurmalı…
Onun mutlu olduğunu görmek beni de mutlu ediyor elbet ama ana yüreği söz dinlemiyor…
Bir yanı hüzün diğer yanı sevinç…