Konferans kapsamında Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. Sermin Kesebir de ‘Depresyon bipolar bozukluğun başlangıç noktası mı?’ konulu bir sunum gerçekleştirdi.
Konferansın 3. gününde ‘Depresyon bipolar bozukluğun başlangıç noktası mı?’ konusunu ele alan Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. Sermin Kesebir, “Duygu durum bozukluğu ya da depresyon da diyebiliriz, 1950’li yıllarda tek uçlu ve iki uçlu olarak ayrılmış. Uygun tedavi edilmeyen, uygunsuz antidepresan veya uyarıcı kullanımıyla dürtülen depresyon yıllar içinde bipolar bozukluğa dönüşür. Bunların yanında kişinin aile öyküsünde bipolarite ya da bipolarite geliştirmeye yatkın mizaç ve kişilik özellikleri varsa, alkol veya madde kullanım bozukluğu eşlik ediyorsa, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu varsa mani geliştirme potansiyelinin mevcut olduğu görülüyor. Yani bu olgularda risk daha yüksek. Dolayısıyla majör depresif bozukluk ya da yineleyici depresyon, uygunsuz tedavilerle bipolar bozukluğa doğru gider.” dedi.
Bu noktada hangi ilacın hangi dozda ne kadar süre ile verileceği konusunun önemli olduğuna dikkat çeken Kesebir, “Karşımıza bir depresyon vakası geldiğinde biz onun bipolara evrilip evrilmeyeceğine dair ipuçlarını arıyoruz. Herhangi bir işaret görüyorsak riski yüksek olarak belirliyoruz ve tedaviyi ona uygun olarak planlıyoruz. Bu ipuçlarına sahip değilsek, bir işaret yoksa bir maniyi görene kadar ‘evet bipolar bozukluk’ diyemiyoruz. Ancak bazen hiçbir ipucu olmadan, belirgin özelliğe sahip olmaksızın sadece uygunsuz tedaviyle ile bipolara dönüşen olgular da mevcut.” açıklamasını yaptı.
NPİSTANBUL Hastanesi’nin koşulsuz desteğiyle gerçekleştirilen konferansa 12 farklı ülkeden 60 uluslararası araştırmacı, nörobilim, genetik, tıp alanlarındaki son gelişmeleri ele aldı.