Cumhuriyet Halk Parti’si Milletvekili aday adaylığını açıklayan Engin Ayengin ,Cumhuriyet Halk Parti’si önünde basın toplantısı düzenledi. Engin Ayengin basın toplantısında şunları söyledi “ 14 Mayıs 2023 tarihinde yapılacak Türkiye Büyük Millet Meclisi 28. Dönem Milletvekili seçimlerinde aynı çatı altında siyaset yapmakta olduğum dava arkadaşlarımda, eş, dost, akraba ve arkadaşlarımda milletvekili adayı olmam konusunda yoğun bir beklenti olduğunu müşahede ettim. Öncelikle çevremin buyurduğu bu teveccüh karşısında müteşekkir olduğumu belirtmek isterim.
Ülkemizin içinde bulunduğu bu zor dönemde görevden kaçmanın doğru olmayacağını değerlendirdiğim ve ülkemizin söz konusu zorlukları aşmasına siyasi tecrübem, vatan ve millet sevgimle katkıda bulunabileceğimi düşündüğüm için Cumhuriyet Halk Partisi Afyonkarahisar Milletvekilliği aday adaylığımı ilan ediyorum.
Uzun yıllar boyunca ülkemizin içinde bulunduğu olumsuzlukları vatansever bir siyasetçi gözüyle gözlemlemiş bulunmaktayım. Yüksek müsaadelerinizle hatalı siyasal kararlar, halktan kopuk olma, kişisel ikbal hırsları, yolsuzluk ve ahlaki erozyon sonucunda oluşan bu olumsuzlukları kısa başlıklar altında özetlemek istiyorum. Daha sonraki süreçte birazdan belirteceğim başlıkların her biri için detaylı açıklamalarda da bulunacağımın da bilinmesini isterim.
Türk milleti adildir! Fakat adil olan bu millete, adil olmayan bir hukuk sistemi yakışmamaktadır. Yurttaşlarımız hukuk sistemine güvenmemektedir. Yargıç ve savcıların bağımsız ve tarafsız olmadığı, aldıkları siyasi talimatlarla iddianame hazırladıkları ve kararlar verdikleri yönünde genel bir kanı oluşmuştur. Adaleti getirmek için karşınızdayım!
Türk milleti çalışkandır! Fakat çalışkan olan bu millete, emeğini sömüren bir siyasi sistem yakışmamaktadır. Yandaşların bir eli yağda bir eli balda iken, çoğunluğu asgari ücretle çalışan işçilerimiz ve emeklilerimiz açlık sınırının altındadır. Çocuğuna okul kıyafeti alamayan, dolabını dolduramayan, çocuklarının istekleri karşısında başını öne eğen ana babalarının sesini duyurmak için karşınızdayım! Sessiz kalan dilsiz şeytandır. Torununa harçlık veremeyen emeklilerimizin insanca yaşaması için karşınızdayım!
Türk milleti dürüsttür! Fakat dürüst olan bu millete, yalan söyleyen siyasetçiler ve bu siyasetçilerin attıkları kemikle besleyen yalancı bir yandaş basın yakışmamaktadır. Bizler rüzgâr nereden eserse oraya konumlanan adi dalkavuklardan değiliz. Adalet yolunda, sizlerin hak ve hukukunu savunurken rüzgârın karşısında kendimi siper etmek için karşınızdayım!
Türk milleti zekidir! Fakat zeki olan bu millete, liyakatsiz yöneticiler yakışmamaktadır. Birçok makam, o makamın gerektirdiği liyakate sahip olmayan beceriksizler tarafından işgal edilmektedir. Eğitim sistemi çökmüştür. İşini iyi yapanlar değil, cemaatlere ve siyasi iktidara yakın olanlar yönetici olarak atanmaktadır. Okullarımızı, üniversitelerimizi yeniden ayağa kaldırmak için, ötekileştirilmek suretiyle hak ettiği kadrolara atanamayan Atatürkçü gençlerimiz için karşınızdayım!
Türk milleti merhametlidir! Fakat merhametli olan bu millete, merhametsiz bir iktidar yakışmamaktadır. Milletimiz elinde avucunda ne varsa deprem bölgesine yollamış, depremzede vatandaşlarımız için günlerce gözyaşı dökmüştür. Birçok vatandaşımız deprem bölgesinde gönüllü olarak arama kurtarma çalışmasına katılmıştır. Fakat on yıllar boyunca afetzede vatandaşlarımızın yanında olan Kızılay’ımız iktidar güdümüne girmiş, elindeki çadır ve kumanyaları direkt olarak bölgeye göndermek yerine başka hayır kurumlarına satmayı tercih etmiştir. 1999 Gölcük Depremi’nden itibaren toplanan vergiler ortada yoktur. Korkmadan, bıkmadan ve usanmadan yıllardır sizlerden toplanan vergilerin hesabını sormak için karşınızdayım! Yardım gelmediği için enkaz altında bağıra bağıra hayatını kaybeden yüzlerce vatandaşımızın kanının hesabını sormak için karşınızdayım!
Türk Milleti kadını aşağılamaz, hep yanında tutar! Türk devletlerinde kadın ve erkek eşit haklara sahip olmuştur. Hakanın yanında hakanın eşi de iktidarda söz sahibi olmuştur. Fakat mevcut iktidar vatandaşlarımıza Arap kültürünü dayatmak suretiyle kadınlarımızı ötekileştirmekte ve önemsizleştirmektedir. Gelinen noktada İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararını ve Cumhur İttifakı paydaşları tarafından 6284 Sayılı Kadına Şiddet Yasası üzerinden yürütülen adi pazarlıkları üzüntü ile takip etmekteyim. Kadınlarımızın öldürülmemesinin, erken yaşta evlendirilmemesinin, insanca ve eşit şartlarda ötekileştirilmeden yaşamasının savaşını vermek için karşınızdayım!
Şehir hastaneleri ve otoyolların inşasında yapılan yolsuzlukları ortaya çıkarmak için karşınızdayım!
Suriye politikasında yapılan yanlışlıkları vurgulamak için ve ülkemizde bulunan Suriyelileri insancıl ve barışçıl bir şekilde yeniden ülkelerine göndermek için karşınızdayım!
Tek adam rejiminin tarihe gömülmesi ve güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçiş sürecinde Genel Başkanımız Sn. Kemal Kılıçdaroğlu ile beraber yürümek için karşınızdayım!
Afyonkarahisarımızın en büyük ekonomik kaynağı olan tarım ve hayvancılık alanındaki mevcut politikaların yanlışlıklarını gidermek için karşınızdayım! Çiftçi kardeşlerimin, köylü kardeşlerimin yarınlara umutla bakması için karşınızdayım!
Vergilerle beli bükülen esnaf kardeşlerimizin istikbali için karşınızdayım!
Rüşvet çarkını ortaya çıkarmak için, beşli çetelere peşkeş çekilen güzel yurdumun kaynaklarını kurtarmak için, hak etmediği halde birden çok maaş alan siyasetçi ve bürokratlardan hesap sormak için karşınızdayım!
Ampulü patlatmanın zamanı gelmiştir. Bu milletin ampule ihtiyacı yoktur. Çünkü topraklarımız üzerinde hiçbir zaman batmayan ve bizi her zaman aydınlatan bir güneş vardır: Bu güneş, Mustafa Kemal Atatürk’tür!
Büyük Hun İmparatorluğu’ndan Türkiye Cumhuriyeti’ne kadar, tarihe yön veren on yedi devlet kurmuş asil bir milletin evlatlarıyız. Yüce Atatürk’ün de ifade ettiği gibi: “Türk çocuğu ecdadını tanıdıkça, daha büyük işler yapmak için kendisinde kudret bulacaktır.” Bu noktada bize düşen görev, ecdadımıza sahip çıkarken, yeni dünya düzenine yön veren teknolojik ve bilimsel ilerlemenin gerisinde kalmamak ve hatta bu ilerlemenin ötesine geçmektir. Bilimsel ve teknolojik ilerlemeyi takip etmek, ülkemizin en yaygın istihdam alanlarından olan tarım ve hayvancılık gibi geleneksel ekonomi alanlarını terk etmek anlamını taşımamaktadır. Asıl mesele, geleneksel uygulamaları teknolojik ve bilimsel ilerlemelere entegre etmek suretiyle verimi arttırmayı hedef edinen mikro ve makro düzeyde politikalar üretmektir.
Atatürk’ün Türk Milleti tanımı, milliyetçilik anlayışımızın temelini oluşturmaktadır. Bu anlayışa göre; “Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni kuran Türkiye halkına Türk Milleti denir ve Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde yaşayan herkes Türk’tür.” Söz konusu tanımda, millet kavramı etnisite olgusunun ötesinde birleştirici ve bütünleştirici bir ideali temsil etmektedir. Burada gözden kaçırılmaması gereken nokta; ortak bir anlayış, hissiyat ve fikir birliğidir. Bu anlayış, hissiyat ve fikir birliğinin yurttaşlarımıza doğru bir şekilde anlatılmasında Türk Tarih Kurumu ve Türk Dil Kurumu’na önemli görevler düşmektedir. Gelinen noktada, farklılıklarını ortak bir anlayış, hissiyat ve fikir etrafında birleşmek suretiyle aşarak kendisini Türkiye Cumhuriyeti’nin bir ferdi olarak gören tüm yurttaşlarımızı sevgiyle kucaklıyorum.
Bu vesile ile sivil-asker, kadın-erkek, genç-yaşlı, köylü-şehirli, bürokrat-işçi, esnaf-çiftçi ayrımı yapmadan, başta Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere; cumhuriyetin kurulmasında ve gelişmesinde emeği geçen herkese şükranlarımı sunuyor, varlığını Türk varlığına armağan eden aziz şehitlerimizi ve muhterem gazilerimizi minnetle anıyorum” dedi