Afyon’un çılgın maceraperest kadını Şule Özürün Bendler 19 Mayıs’ta Motosikleti çıktığı Nepal yolculuğunu tamamladı ve Cafelife çıktığı tarihlerde Afyon’da olacak. 2 aydan fazla bir süre binlerce kilometre yol kat etti.
Dağları tepeleri aştı. Yağmuran kaçarken doluya tutuldu. Doludan kurtuldu rüzgarla dans etti. Çöllerde Türk bayrağını dalgalandıra dalgalandıra Nepal’e ulaştı. Şimdi dönme zamanı. Geçen sayımızda Şule’nin seyir defteri diye yol hikayesini yazmıştı. İran Tebrizde bırakmıştık. Gelin hep birlikte ona Nepal’e kadara eşlik edelim.
6 Haziran Tebriz’den Zanjan’a nerdeyse 7 saatte, inanılmaz bir rüzgarla geldim. Evden çıktığımda beri yağmur, kar, dolu, bugün de aşırı rüzgar. Geriye aşırı sıcak kaldı kendimi öyle sıkmışım ki, sanki sıkmasam motor altından gidecekti. Zanjan’da 3 yıldızlı vasat bir otele yerleştim. 30 dolar gibi çok pahalı bir otel. Biraz şehir merkezini dolaştım.İran’a geldiğimden beri hiç bu kadar çarşaflı görmemiştim. Bir ülke petrol zengini olup da nasıl bu kadar fakir olabilir? öylesine güzel ki ülkem. İnsan buralara gelince daha iyi anlıyor. Hele kadın olmak pek zor görünüyor burada.
Sabah erkenden çıktım Zanjan’dan yola. Hava iyi, rüzgar yok çok şükür. Şarkılar söyleyerek gidiyorum. Daha oruç tutana rastlamadım burada. Bir adam oturmuş kahvaltı yapıyor yerde. Gel gel yemek ye gibi işaret etti. Adam benle ekmeğini paylaştı, aç bile değildim ama havuç reçeli ve pidesinden tırtıkladım. Gitti çay ve su aldı geldi. Parasını vermek istedim almadı. Motora ilgi çok. Arkamdan gelip anında bir kornaya basıyorlar ki önceden korkmuştum, şimdi alıştım. Dibime gelip el sallamalar, araçtan foto çekmeler, düşürmelerinden korkuyorum şirinevler escort tek.
Az gittim uz gittim bir an gözüm benzin göstergesine takıldı. O da ne? son tık. Navigasyondan petrol istasyonuna bakım en yakın 10 km görünüyor. Götürür mü bilmem. Çünkü bazısı yolun dışında köylerin içine doğru. O sıra Qazvin otobanın girişinde gişelere yakınım. Baktım taksi durağı var. Benzinim bitti beni en yakın istasyona götürür müsünüz? Atladım taksiye 4lt benzin aldım. Geri döndük. Bir de taksiciye para verince yanımda tümen kalmadı. Bir şeyler yiyecektim, yiyemedim parasızlıktan. 4 litre benzin yine bitmek üzere. Benzinci buldum, oh be hem benzin alırım hem de yiyecek bir şeyler cebimde dolardan başka para yok.
Benzinci adam demesin mi? sadece tümen geçer. HIRRR. Daha önümde 150km var. Baktım ilerde temiz yüzlü beyefendi bir adam. Bana yardım eder misiniz?, benzin vermiyorlar dolarımı bozar mısınız? ok of course dedi. Yanaştım tekrar pompaya, fulle koçum. Adamcağız verdi parasını. Ben 2 $ çıkardım adama vermek için, olmaz bir gezgine yardımım olsun dedi. Kabul edemem, param var, alırsanız mutlu olurum dedim. Zorla parayı verdim.
Tahran trafiği tam bir felaket. Bir kaç gün burada olacağım. Buradaki arkadaşım Daryoosh Ghorbani motorumun bakımını yapacak. Türkiye’de bir çok motor yarışına katılmış bir şampiyon. Tahran Türk Büyükelçimiz Rıza Hakan Tekin’le tanışmaya, Afyon Belediyesi’nin selamlarına iletmeye gittim. Güzel bir sohbet yaptık. 9 Haziran Yola çıkalı 21. günüm ve toplamda 3 bin 500 km kadar yol yapmışım. Bugün en uzun arayı yapacağım. Tahran-Esfahan. 500 km’ye yakın.
560 km yapmış bugün Shrek. Yola çıktığıma göre daha organizeyim artık. Bugün ilk defa ani freni de test ettim şehir içinde, neyse bir sorun olmadı. Esfahan’a girip hemen şehir girişinde buradaki arkadaşım Safura’yı aradım adres için. TAKTİK 1 ve o sırada durdurduğum araca dedim ki “arkadaşım adres tarif ediyor ama ben anlamıyorum, konuşur musunuz” buradaki halk çok centilmen nasılsa ve diyor ki “beni takip edin” böylelikle adama teşekkür edip Safura’yla buluşuyorum. Shrek 2 teker ama valla 4 ayağa düştü yine.
Allah’ın bile unuttuğu yerlerden geçtim bugün, 14 saat belki daha fazla yol aldım, 390 km anca sürebildim, 23 defa eskort değiştirdim, polislerin yemeğini suyunu içtim çünkü suyum yoktu ve yiyecekle uğraşacak gücüm kalmamıştı. 50 derecelerde sürdüm bir de motorun sıcaklığı baydı beni. Zor yollar ve zor şartlarda sürüyorum, kendi sınırlarımı zorluyorum, yola çıkmadan önce de biliyordum aslında asıl yolculuk Pakistan’da başlayacak ve Hindistan’da pik yapacak diye, bakalım yarın ne getirecek, pişman mıyım? Değilim, yola devam.
Dalbandin’den selamlar
Bugün sabah erkenden taftandan yola çıktık. Enee birde ne göreyim, trafik sola geçmiş. E daha ben hazırlamamıştım buna kendimi. Gideceğimiz yol 350 km idi ama biz oldukça uzun zamanda aldık bu yolu. Nerdeyse 11 saatte nerdeyse 5 polis noktasında refakatçi değiştirdik yine 5 yerde de pasaport kontrol. Buradaki halk Müslüman Türkleri çok seviyor. Bize karşıda çok saygılı ve yardımcılardı. Hele bir kadın olarak hiç bir tepki ya da rahatsız edici bir durum yaşamadım. Yolun ilk 150 km’si çok bozuk bir asfalt ve Taftan çölünün rüzgârla getirdiği kumla kaplıydı. Zor bir sürüştü. Asıl ne diyeceğim size, ben bugün Motorcu oldum yahu. Kumda motorumu devirdim. Arkamdan gelen Ersin’de devirdi. Ama merak etmeyin bir sorun yok sadece ön cam kırıldı.
60 gün oldu evden ayrılalı. 8 bin 500 km yol. Kültürü, insani birbirinden farklı 3 ülke. Az kaldı evime dönmeye. Okuduklarımı yaşamak için heyecan duyuyordum. Hayatta güçlü olmanın çok gerekli değil fakat kendini güçlü hissetmenin önemli olduğunu öğrendim. En azından bir kere bile olsa kendini tartmanın, bir kere bile olsa kendini, insanın en zor koşullarının içerisinde bulmanın, ellerinizden ve kafanızdan başka size yardım edecek bir şey olmadan kör ve sağır tek başına yüzleşmenin gerektiğini biliyorum. Zorluklarımla yüzleştim. Zaman zaman yanımda yol arkadaşım olsa da, o motorun, o yolun üstünde yalnızdım. Eve dönmeme az kaldı. Herkesin yola çıkmadan önce dediği gibi “çok değişecek düşüncelerin” değişti.
Dünya’nın 7 harikasından birindeyim. Şuan. Bu kadar güzel bir sanat eserinin hak ettiği bakim ve düzen olmaması beni çok üzdü açıkçası. Şah Cihan çok sevdiği eşinin ölümünden sonra kendini sanat ve mimariye verip bu sanat eserini yaptırır. Cennet” tasvirini yapılaştırmak gibi ciddi bir iddiayla yola çıkan Şah’a, Tac Mahal’in şimdiki halinde karar kılana kadar 2000 farklı model gösterilir. 21 yıl boyunca 22 bin işçi çalışır. İran-Osmanlı ve Türk mimarların ortak katkısı da olur. Gün içinde farklı renklere dönüştüğü söylendi ama anam çok sıcak öyle tüm gün beklenmez. Mermerler resmen dantel gibi işlenmiş çok etkileyici.
Çok zorlu birkaç gün geçirmenin ardından sonunda Nepal’deyiz. Çarşamba akşamı ülkeye giriş yaptık. Ancak hava kararmış olduğundan sürmeyelim dedik ve önce Hindistan sonra Nepal işlemlerini yaptırıp Sunaoli ye girdik. Yolda da çok yağmur vardı. O gece sınırda bir otelde kaldık ancak ne internet olan bir yer vardı ne de sim kart alabileceğimiz bir yer. Yağmurdan dolayı yolda heyelan olmuş riske girmemek için motoru bir araca alıp heyelan bölgesini geçiyoruz.
Katmandu 280km. Saat 10.30 da çıkmıştık yola ama ancak saat akşam 20.00’de 140 km gelebilmiştik. Bir yerde durup o geceyi orda geçirdik. Bu sabah da yine erkenden yola çıkıp Katmandu’ya ulaştık. Yeniden Nepal’de olmak güzel. Çok değişmiş tabi ki. Hatırlarsanız bir yıl kadar önce Nepal’de bir deprem olmuştu. Birçok yerle bir ve yeniden ayağa kalkmaya çalışan bir ülke.
2 aydan fazla ve 12 bin km sonra Kathmandu’dayım ve şimdi dönüş vakti. Yarın Türk Hava Yollarıyla motorları yollayacağız, biz de aynı uçaktayız. İşin ilginç yanı THY uçağının pilotu kardeşim Ahmet Özürün. THY Katmandu ofisi yetkilileri Tuncer Keçeci ve Vedat Bilen’e sonsuz teşekkürler. THY kargo ofis şefi Pratik Sharma’ya teşekkürü unutmuyoruz, ve teşekkürler THY, Sayenizde bizler ve motorlarımız aylar, kilometreler ve zor yollar sonunda sağ salim eve dönüyoruz.