“ Medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavar ” derken Mehmet Akif, acaba “Umut her zaman var. Yeter ki birlik olun ” mesajını mı veriyordu bizlere…
Umudumuzun tükenmediğini, sevgi saygı ve hoşgörünün hala yaşadığını Antakya’ da gördüm dostlar. Etnik kökenlerin, dinlerin mezheplerin “İNSAN” ortak paydasında toplandığı MEDENİYETLER KORO’sunda. Yılmaz ÖZFIRAT’ ın yönetiminde, hayranlık ve beğeni toplayan koro, Antakya’ da yaşayan üç semavi dine mensup kişilerin gönül birliğinden oluşmakta. Koro içinde rahipler, imamlar, rahibeler, kuyumcular, öğretmenler, öğrenciler, emekliler ve serbest meslek gruplarından kişiler bulunmakta. Koronun amacı: özelde Antakya’nın, genelde Türkiye’nin tanıtımına katkı sağlamak ve halen var olan birtakım güzellikleri herkesle paylaşıp onlara yeni bir ufuk açıp insanlığı doğruya ve güzelliğe çekip, medeniyetler arasında köprü oluşturarak evrensel bir dil olan müzikle bir arada tutmak.
Eski dostum sevgili Haron Cemal Bey’ in mihmandarlığında, medeniyetler korosunun mermer sütunlu kapsından geçerken, bu binanın Antakya Valiliği tarafından koroya çalışma yeri olarak hediye edildiğini öğreniyorum. Taş kaplı tarihi bir avlu karşılıyor beni ilk etapta. Koro mensuplarının çalışmalarda oturdukları sandalyelerle doldurulmuş bu taş avlu, akustiğin hesap edilerek dizayn edildiği sahneye ve çalışmaları yöneten koro şefi Yılmaz ÖZFIRAT’’a odaklanmış konumda. Avlunun etrafını çevreleyen birçok oda ve onlara bağlı çiftli ince uzun ahşap kapılar… Kimbilir ne sırlar yaşamlar saklanmış arkalarına. Derken aralıyoruz bir tanesini ve yine aynı incelikte, aynı zarafette kostüm dolaplarıyla karşılaşıyoruz. Önce beylerin sahnede giydikleri kostümleri gösteriyor Haron Cemal. Kalın kadife ve altın işlemelerin Harbiye İpeği ile buluştuğu o sıcak iklimde, o sahne ışıkları altında nefes kesen azametini, etkileyiciliğini anlatıyor alnında birikmiş teri silerken. Yan dolapta gözüme ilişen yine Harbiye İpeğinden dokunmuş, krem rengi altın işlemeli bohem tarzında tasarlanmış, uçuş uçuş o kadın elbiseleri, aklımı başımdan almaya yetiyor o anda.
Hoşgörünün sevgiyle, sevginin namelerle buluştuğu bu mekanda, Musevi cemaatine mensup korist Haron Cemal’ in mihmandarlığında, çalışmaları yöneten koro şefi Yılmaz ÖZFIRAT’ın da dediği gibi, farklı insanların tek bir Allah’ ı renk ırk dil din demeden zikretmesinin huşusu duyuluyor duvarlara vuran her yankıda.
Hoşgörü kültürünü yaşam tarzı haline getirmiş Antakya… Yeniden seninle ve güzelliklerinle buluşmak dileği ile…
Program Yapımcısı – Metin Yazarı
Arzu Yılmaz Dağdemir