Merhaba Sevgili Cafelife Okurları, yaz mevsimine veda etmeye hazırlanıyoruz ve kışı sevmeyenleri şimdiden görür gibiyim, kışla hala barışamayan biri olarak umut ediyorum ki bu sene Afyon’da kış sert geçmez…
Ama hangi mevsim olursa olsun her zaman pozitif, enerji dolu olmamız gerekiyor; bu ülkenin sevgi dolu, pozitif, okuyan, araştıran, çalışan, bilinçli insanlara ihtiyacı var. Liseye, üniversiteye başlayanlar, devam edenler veya herhangi bir işte çalışanlar; sıkıntıya düştüğünüz anlarda sakın vazgeçmeyin, yapamıyorum asla demeyin mücadele edin, risk alın ve asla korkmayın hepimiz özeliz, hepimiz birer mucizeyiz. Kendinize haksızlık etmeyin, kendinizi sevin ve inanın… Ben Denizli’nin bir kasabasında büyüdüm, ilçemizde de sinema yoktu ilk sinemaya gittiğimde lisedeydim yanımda arkadaşım vardı ve en önden yer seçtim ashahahshaha arkadaşım nasıl dalga geçti ve inatla değiştirmedim seçtiğim yeri, çıktıktan sonra ne kadar yanlış tercih yaptığımı anlamıştım; hala gülerim. Diyeceğim o ki hiç bir şey imkansız değil buraya yazabilmek için araştırıyorum, kitap okuyorum, film izliyorum, öğrendiklerimi harmanlıyorum ve emek harcıyorum… Mesajımı aldığınızı daha şimdiden hissediyorum, kucak dolusu sevgi, huzur ve mutluluk gönderiyorum. Güzel bir ay bizi bekliyor.
Sessiz Film, saniyede 16-23 kare fotoğrafın bir araya getirilmesiyle oluşur. Üzerine senkronize edilmiş bir ses yoktur. Oyuncular abartıdan uzak, gerçeğe daha yakın hareketlerle; beden dilini, jest ve mimiklerini kullanarak bize hikayeyi anlatırlar, düşündüğümüz zaman gerçekten çok zor bir işi başarmışlar. Sunset Boulevard filmindeki Norma Desmond’un kurduğu anlamlı bir cümle: “Bizim sese ihtiyacımız yoktu, çünkü bizim yüzümüz vardı.” Fotoğraflar arasına hikaye geçişlerini veya bazı anlatılmak istenen önemli konuların yazı şeklinde film karesine girmesiyle sesin sinemada ki saltanatı başlamış aslında. Baştan itibaren sesin sinemaya aktarılması istenmiş ama teknik yetersizliklerden dolayı yapılamamış, 1920’lerin sonunda film üzerine ses senkronize edilebilmiş. Sessiz film mesajını görüntüler aracılığıyla aktardığından sesli filme göre daha evrensel bir dile sahiptir. Sinemada sessiz film dönemi bazen Gümüş Ekran Dönemi olarak da tanımlanır.
1927’de çekilen ilk sesli film Jaz Şarkıcısı filminin ticari başarına rağmen, 1927 ve 1928yıllarında çekilen filmlerin büyük çoğunluğunu yine sessiz filmler oluşturmuştur. Sesli filmler ancak 1929 yılından itibaren hakim duruma geçebilmiştir.Sesli dönemde, sanatsal nedenlerle sessiz olarak çekilen filmlerin listesi aşağıdadır:
The Docks of New York, Josef von Sternberg, 1929
Diary of a Lost Girl, GW Pabst, 1929
Pandora’s Box , GW Pabst, 1929
Man With a Movie Camera, Dziga Vertov, 1929
Earth, Aleksandr Dovzhenko, 1930
Love Is Strength, Mikio Naruse, 1930
City Lights, Charlie Chaplin, 1931
Tabu, F. W. Murnau, Robert Flaherty, 1931
I Was Born, But…,Yasujiro Ozu, 1932
A Story of Floating Weeds,Yasujiro Ozu, 1934
Modern Zamanlar, Charlie Chaplin, 1936
Silent Movie (Deli Dolu), Mel Brooks, 1976
Sidewalk Stories, Charles Lane, 1989
Juha, Aki Kaurismäki, 1999
The Heart of the World, Guy Maddin, 2000
Claire, Milford Thomas, 2001
Tuvalu, Veit Helmer, 2001
Dracula, Pages From a Virgin’s Diary, Guy Maddin, 2002
Cowards Bend the Knee, Guy Maddin, 2003
The Call of Cthulhu, Andrew Leman, 2005
Brand Upon the Brain, Guy Maddin, 2006
The Artist (film), 2011